Ferhunde Erkin
Ferhunde Erkin / 1909-2007

Otto Weinreich

Ferhunde Erkin


Faruk Güvenç'in CSO Konser programında Ferhunde Erkin ile ilgili yazdığı yazı, 1 Aralık 1967

Olağanüstü olaylarla dolu hareketli bir hayat. 1909 yılında İstanbul'da doğan Ferhunde Remzi ilk piyano derslerini Bandırma'daki Soeur'ler okulunda almaya başladı. Yıl ya 1915, ya 1916. İşte ilk olağanüstü olay budur: Birinci Dünya Savaşı içinde, Bandırma'da bir subay, kızı Ferhunde'ye piyano, oğlu Necdet'e keman öğrettiriyor. Ferhunde Erkin'in ikinci öğretmeni Bandırma sinemalarında piyano çalan Anesti Efendidir. İlk konser de Bandırma'da veriliyor, bu konserde Necdet bir sandalyenin üzerinde ayakta çalıyor*, Ferhunde piyano ile ona eşlik ediyor. Mütareke yıllarında aynı çocukların Galatasaray Lisesi'nde ve Union Française'de konser verdiğini görüyoruz. Ezilmiş olan bir Türkiye'nin sesini, Beyoğlu'ndan Türklerin geçmesinin yasak olduğu bir devirde, bu iki çocuk duyuruyor. İşte bir olağanüstü olay daha. Ferhunde Remzi piyano çalışmalarına İstanbul'da bir yandan Berger ve Hegyei ile devam ediyor, öte yandan Gedik Paşa Amerikan Mektebi'nden, Amerikan Koleji'nden diploma alıyor. 1926 yılında Ankara'da bir konser veren Necdet-Ferhunde kardeşleri köşkte Atatürk kabul ediyor ve 1928'de bu iki müzikçi Alexander von Humboldt Vakfı ile Leipzig'e gidiyorlar. Ferhunde Remzi Leipzig'de Otto Weinreich ile çalışıyor, Leipzig Konservatuvarını 1930'da bitiriyor ve Necdet Remzi ile birlikte 1931'de Türkiye'ye dönüyorlar. İşte Ferhunde Erkin'in aralıksız otuzaltı yıl yedi ay süren öğretmenlik mesleği o yılın Nisan'ında Musiki Muallim Mektebi'nde başlıyor. Ferhunde Erkin, otuzaltı yıl öğretmenlikle solistliği bir arada yürütmüştür. Ankara'nın bozkırına Mozart'ın re minör, re majör, Beethoven'in do minör, do majör, Chopin'in mi minör, Tchaikovsky'nin si bemol minör, Bartok'un 3. konçertolarını, Strauss'un Burlesque'ini ilk defa eken, resitallerinin ikinci yarısında daima Türk bestecilerinin eserlerini çalan ilk Türk piyanist odur. Avrupa'nın karşısına bir Türk eseriyle çıkan ilk Türk solisti de odur. 1933'de halka parasız konserler veren üç-beş müzikçinin arasında tek piyanist yine o. Bu konserler o kadar ilgi görüyordu ki solistlerin Halkevine girebilmesini sağlamak için, itfaiyenin yardımını istemek gerekiyordu. Bütün bunlar da diğer olağanüstü olaylar.

Ve Ferhunde Erkin bu hızlı çalışmasını geçen ay, kendi eliyle birdenbire koparıveriyor. Vakitsiz ve erken koparıveriyor.

İşte size olağanüstü bir olay daha. Evet, Ferhunde Erkin Konservatuvardaki görevinden ayrılmıştır ama müzikten, öğrencilerinden, konserlerinden ayrılacak değildir; olağanüstü hayatın olağan tek yanı bu olacak herhalde.

* Editörün notu: Faruk Güvenç'in Necdet Remzi'nin sandalye üzerinde ayakta çaldığına atıfta bulunduğu konserde, çocuk yaştaki Necdet zeminde ayakta çalarken, arkadan göremeyen bir izleyici, usulca yaklaşıp, kemanın durakladığı bir anda Necdet'i belinden kavradığı gibi piyanonun üzerine oturtmuştur. Necdet ve Ferhunde, koparmadan parçayı sürdürmüşlerdir. Sandalye üzerine çıkarmak, çözüm olarak, sonraki parçalar için düşünülmüştür. [U. Ç.]


  Copyright © 2009 Ferhunde Erkin | Hakkında